4 Ekim 2009 Pazar

ETA’dan (Bask Ülkesi ve Özgürlük) Basın Açıklaması


30/09/2009
ABP (Bolivarcı Basın Ajansı)


Bask ülkesi devrimci-sosyalist ulusal kurtuluş örgütü ETA, 2009 yılı Gudari Eguna günü (çev. Notu: Bask dilinde: Bask Savasçlarıı Günü) vesilesiyle Bask toplumuna sunduğu metinde şu görüşlere yer vermektedir:

ETA, 50 yıl önce faşist Franco rejiminin halkımızı soykırımdan geçirme amaçlı saldırıları esnasında doğmuştur. 50 yıllık mücadele bugün kendilerini andığımız kadın ve erkek Bask savaşçılarının katkıları sonucu bugüne kadar taşınmıştır. Bu uğurda sürgünü, hapishaneyi ve hatta ölümü yaşayan Bask Ülkesi’nin kızları ve oğullarının mücadelesi olmasaydı, Bask Ülkesi uzun süredir sömürgeciler tarafından yönetilmeye devam edecekti. Onyıllar geçtikçe Bask birleşik solu (çev. notu: ETA’ya destek veren sol kesimler genel olarak bu ad altında toplanmaktadır) halkımızın bağımsızlığına giden yolları sürekli olarak yeniledi ve bu görevi yerine getirirken düşmanın saldırılarına canı pahasına karşılık verdi. 50 yıl sonra Bask Ülkesi dimdik ayakta ve yaşıyor.

30 yıl önce PNV (Bask Ulusalcı Partisi) Moncloa reformuyla, İspanyol yetkililerle birlikte Bask Ülkesi’ni satmaya ve halkımızın baskıcı kurumlar tarafından bölünmesine karar verdi. O dönemin tüm yetkilileri bu halkın en mücadeleci kesimi olan birleşik solu bu baskıcı kurumların yürütümüne katılmaya davet ettiler. 30 yıl sonra ise, bağımsızlıkçılığı terketmediği aşikar olduğu için ve kazandığı politik başarılardan dolayı, birleşik solu bütün bu kurumlardan attılar.

Bask Ülkesinin bugünkü durumunu tasvir eden Bask Ulusal Kurtuluş Hareketi’nin kazanımları şunlardır:

*Bölünme (çev. notu: toprakların İspanya ve Fransa tarafından paylaşılması) projesi tükenmiştir ve ölüdür ve büyük çoğunluk Bask Ülkesi’nin kendi politik geleceğini belirleme hakkını tanımaktadır.

*Aynı şekilde toplumun çoğunluğu politik çatışmadan baskıcı yollarla değil, politik bir çıkış yanlısı tavır sergilemektedir.

*El Adur’dan El Ebro bölgesine kadar bağımsızlığı savunan kararlı ve geniş bir kesim toplum içerisinde kök saldı. Engelleme, baskılama ve yalıtma çabalarına rağmen bu halkın yapılanma ve kurtuluş mücadelesinde yenilmez olduğu gösterildi.

Bunlara rağmen, bağımsızlıkçılar olarak henüz Bask Ülkesini kendi kendini yönetme seviyesine getirme başarısını gösteremedik. Düşman onyıllardır, Fransa ve İspanya halkına bunu bir proje olarak dayatmaya devam ediyor. Avrupa’da birçok halka kendi kendini belirleme hakkı çerçevesinde kapılar açılırken, İspanya ve Fransa halkımıza karşı inkar ve faşizm politikasını uygulamaya devam ediyor. Devletlerin bu duvarlarının dışında PNV ( Bask Ulusalcı Partisi) bu amaca ulaşmada en önemli engel olageldi. Düşman tanımama ve bölmeye dayalı projelerini hayata geçirme noktasında başarısızlığa uğradı ancak bir kez daha aynı reçetede ısrar ediyor, çünkü PNV ile birlikte bu amaca ulaşabileceklerini düşünüyorlar. Bu şekilde, eski dayatma sürecini tüketerek ve yeni bir döneme giremeden halkımız derin bir kriz içerisinde boğuşmaya devam ediyor.

İspanyol faşizmi son yıllarda bu politik hedefleri doğrultusunda baskıcı politik saldırısını yeniledi: bağımsızlıkçıları kurumlardan kovdu ve onları sokaklardan da kovmak istiyor. Zapatero, Sanz ve Lopez baskıcılığın sınırlarını zorlama, olağanüstü hal uygulmalarından birleşik sol’un seçimlere katılması ve elde edilen sonuçların tahrif edilmesi noktasına kadarki yarışlarında takıntılı hale geldiler.

Bu yazdan beri Bask politik tutsaklarının fotoğraflarını göstermek suç haline geldi. Bir vatandaşının fotoğrafını göstermekten dolayı suç işlemiş sayılan bir halk var mıdır dünyada? GAL ( çev. notu:Anti-terörist Kurtuluş Grupları isimli paramiliterler) eylemlerini üstlenmeden geceleri bağımsızlıkçıları kaçırıyor ve en son Jon Azna’yı kaybettiler. Bu yaz yayınlanan önemli fotoğraflardan bazıları, Bask Özerk Bölgesi Polis teşkilatı tarafından politik tutsakların ailelerini darbelemek için yapılan baskınlar sırasındaki durumu gösteriyordu. Buna Nazi Almanyasındaki ‘sokak temizliği’ deniyor. Şimdi yemekli toplantılara, kutlamalara, futbol karşılaşmalarına ve iskambil oynamaya katılmak bile suç sayılıyor. Bu ırk ayrımcılığı politikasını, hakların kısıtlanmasını, yasadışılaştırmayı ve ‘demokrasi bayramı’ adı altındaki seçim düzenbazlığını ‘yasal egemenlik’ olarak niteliyorlar... PNV bu politik ve baskıcı saldırıya onay verdi. Buna ‘bütçesel istikrar’ ve ‘omuz omuza vermek’ diyorlar. Urkullu, (çev. notu: PNV başkanı) ne bask toplumunun ne de PNV’nin sosyal tabanının onaylamadığı bu saldırıları çarpıtmaya çalıştı. Birleşik solun kurumlardan ve seçimlerden ihraç edilmesi bir ‘yasadışılaştırma oyunu’dur. Politik tutsakların fotoğraflarını gösteren ailelerin ve vatandaşların yedikleri dayaklar ‘kartellerin eğlencesi’ oluyor. Cezalandırma oyunu ve baskı şöleni: son yıllarda gerçekleşen binlerce işkence olayı, geçersiz sayılan binlerce oy, binlerce vatandaşın tutuklanması, milyarlarca euroluk cezalar ve sokaklardaki binlerce yaralı... Bunların hepsi Urkullu için, Sabin Etxea’daki (çev. notu: Bilbao’daki PNV merkezinin bulunduğu tarihi bina) konforlu bürosundan seyrettiği oyunlar ve şenlikler.

PNV her zaman ortadaydı: bir taraftan Bask ülkesine destek veriyor ancak diğer taraftan hep devlete bakıyor, her zaman bağımsızlıkçılığa karşı. Urkullu daima bask halkının tasvip etmediği bu baskıcı saldırıları sözlerle yumuşatmak ve çarpıtmaktan başka bir imkana sahip değil, çünkü bağımsızlıkçılığa karşı bütün bu saldırıların sorumlularıyla yani faşistlerle yeni bir politik anlaşma yapmak istiyor. Ve nutuk çeken sözde- bağımsızlıkçıların vaazları, kapalı salonlarda yaşanan gergin ortamları yatıştırmaktan başka bir işe yaramayan laf kalabalığından ibarettir.

Bask Ülkesinde gerçek bir politik değişimi engellemek için düşman PNV’nin de yardımıyla solu ezmeye çalışıyor. Hatırlatmaya çalıştıkları bu: eski ve ölü projeyi canlandırmak. Ancak birleşik sol bu saldırıları kararlı bir şekilde göğüslemenin çok ötesinde, Bask ülkesinin gerçek demokratik bir sürece ulaşmasını sağlamak için uğraşmaktadır. Bu noktadan sonra bu ülkenin solcuları özerklik meselesinde yeni bir geri adımı kabul etmeyeceklerdir.

ETA’nın taahhüt, istek ve önerisi:

Bask Ülkesinin düşmanları inkar ve baskı politikasında birbirleriyle yarıştıkları sürece elde silah savaşmaya devam edeceğimizi taahhüt ediyoruz. Fakat aynı zamanda diyoruz ki:

ETA’nın isteği daima yaşanan politik çatışma sürecinden demokratik bir çıkış yolu aramak oldu. ETA bu yolu açmak için istekli ve buna hazır olduğunu bir kez daha belirtir.

Devletlerin inatçılığı ve ispanyol saldırı politikası karşısında Bask Ülkesinde vatandaşların hak ve isteklerine saygı duyan ve bunları tanımayı kolaylaştıracak demokratik bir süreci geliştirmek gereklidir. Bu, bu halkın politik seçeneğidir: Bask ülkesinin kendi kendini yönetme senaryosunu hazırlayacak demokratik süreci başlatmak. Bununla birlikte, devletlerin ülkemizin isteklerine saygı duymalarını sağlamak için, birleşik solcular, bağımsızlıkçılar hepimizin ülke çapında güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde bu halk özgürlüğüne kavuşur. ETA’nın önerisi budur ve ETA’nın destekleyeceği ve öncülüğünü yapacağı yol budur.

ETA’dan yetkililere sorular:

İspanyol yetkililer birçok kez, silah bırakmadığı sürece ETA ile konuşmayacaklarını tekrarladılar. Sanki çatışmanın kördüğümü bu imiş gibi! İspanyol yetkililer çok iyi biliyorlar ki sorun ETA değil, problemleri bu halk ile, bu halkın politik istekleri ile ilgili. Politik çatışma bu problemin düğümünü çözerek bitirilebilir. İspanyol yetkililere ve başkan Zapatero’ya şu soruları yöneltiyoruz:

- ETA’nın silahları ateşlenmezse, İspanyol yetkililer, Bask Ülkesi topraklarında yaşayanların politik gelecekleri ile ilgli kendilerinin karar verecekleri bir sürece saygı duymaya hazır olurlar mı?

- ETA’nın silahları sustuktan sonra, Bask vatandaşlarının çoğunluğu bağımsızlık yönünde oy kullanırsa, İspanyol yetkililer bu kararı kabul etmeye ve gerekli adımları atmaya hazırlar mı?

- ETA’nın silahlı mücadelesi durursa, baskı politikasını terketmeye ve çatışmanın çözümünü mümkün kılacak demokratik sürece saygı duyarlar mı?

Bölge valileri Lopez ve Sanz’a ise şu soruları yöneltiyoruz:

- Bask Ülkesini kabul etmeye ve ulusal haklarını tanımaya hazır mısınız?

- Sizin hukuki otoriteniz altında bulunan bölgelerde hiçbir kısıtlamaya gitmeden vatandaşlara açıkça kendi politik gelecekleri ile ilgili karar verme hakkını tanımaya hazır mısınız?

İspanyol yetkilileri ve Başkanı hiçbir bahane göstermeden bu soruları cevaplama noktasında düelloya davet ediyoruz. Ancak ne yazık ki bir kez daha sessizlikleri ve olumsuz duruşları asıl problemin ETA değil, yetkililerin politik isteksizlik ve demokrasi yoksunluğundan kaynaklı olduğunu kanıtlayacaktır. Pozitif yanıtlar çatışmanın çözümüne yolları açardı. Olumlu cevaplar ve bu sınırlamaların kaldırılması ETA tarafından ateşlenen silahların susması anlamına gelirdi. Başka bir deyişle sorularımıza verilecek olumlu yanıtlar politik çatışmanın çözümünü kolaylaştırır, silahlı varoluşu ortadan kaldırırdı.

ETA’yı ve politik çatışmayı, aktivistlerini hapishanelere sokarak, birkaç silahını ya da dağdaki birkaç zulasını çalarak ya da İspanyol Özerk Polisini Hendaia bölgesine taşıyarak bitireceğini sananlar bir kez daha yanılıyorlar. ETA’nın tüm silahlarını çalsalar bile bu halkın mücadele tutkusunu ve kararlılığını çalamazlar.

Son olarak PNV’ye tek bir soru soruyoruz. Cevapları birleşik solculara vermeliler ve Bask Ülkesi önünde açık olmalılar:

Siz bağımsızlık yanlısı mısınız? PNV’nin hedefi nedir: temel kuruluş belgelerinizde tanımlı olduğu biçimde bir Bask devleti kurmak mı yoksa Bask ülkesini bölen ve gelişimini engelleyen Bask özerk-yönetiminde derinleşmek mi?

Bu belgenin son sözleri 2009 Bask Savaşçıları Günü vesilesiyle, bu 50 yıllık savaşta herşeyini vererek düşen bask savaşçılarına atfedilmiştir. Kalplerimiz aynı zamanda düşmanın hapishanelerinde sağlam bir şekilde mücadelelerine devam eden ETA savaşçılarıyla birlikte atmaktadır. Birleşik Sol için Bask Ülkesinin kurtuluşu, bu halka ve bu mücadelede düşen kadın, erkek savaşçılarımıza verdiğimiz bir sözdür… Ve bunu gerçekleştireceğiz!

Yaşasın Dünün ve Bugünün Savaşçıları!

Yaşasın Özgür Bask Ülkesi!

Yaşasın Sosyalist Bask Ülkesi

Bağımsızlık ve Sosyalizme ulaşana kadar savaş!

Bask Ülkesi, 2009 Bask Savaşçıları Günü

Euskadi Ta Askatasuna (E.T.A.)

abpnoticias.com adlı web-sitesindeki İspanyolcasından Türkçeye Canan Ateş tarafından çevrilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder