28 Kasım 2009 Cumartesi

27 Kasım 2009 Cuma

Ozan Akgül ile Toprak Karaoğlu'nun Hilmi Bulunmaz'ı karalama girişimine karşı, H. Bulunmaz'ın yazdığı ve aşağıda linki bulunan yazıyı Büktel de gördü!

“Tiyatro Oyun dergisinin 12 Eylül özel sayısına DARBE!” yaptığı iddialarına karşı Hilmi Bulunmaz'ın yanıtı:

DESTEKSİZ YALANLARA KANITLI YANITLAR

Hilmi Bulunmaz
18 Eylül 2009

Lütfen ...
TIKLAYINIZ!

(Kaynak: www.coskunbuktel.com)

"Özdemir Nutku skandalı", "Talât Halman skandalı" tartışmalarının üstünü küllemek için laboratuar ortamında imal edilen TİYAB, linç kültürünü besliyor

"YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ BASTIRIR: Pişkin, laf cambazı, arsız, utanmasız insanların hiçbir şeyden sorumluluk hissetmeyebilecekleri müdavilinde, suçsuz insanı bile suçlu yapabileceklerinin paralel anlamlarına vesile olabilebien sözegelim." (Kaynak: Ekşi Sözlük)


Türkiye tiyatrosunun çürümüşlüğüne bir son vermek için mücadele eden Theope yazarı Coşkun Büktel ile sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için, "yalan makinesi", "küfürbaz" Mustafa Şükrü Demirkanlı tarafından başlatılan LİNÇ KAMPANYASI sonucu birçok yalan söylenip, iftira atılarak, pislik yuvası inşa edildi. Bu yalan, iftira ve pislik yuvalarından biri de, kendilerinin bir türlü inandırıcı olamayan ifadeleriyle "Tiyatro Yayıncıları Birliği" (TİYAB), Feridun Çetinkaya'nın müthiş zekâsıyla kondurduğu ve hemen inandırıcılık kazanan adıyla "Tiyatro Yalancıları Birliği" (TİYAB).

"Tiyatro Yalancıları Birliği"nin (TİYAB) kuruluşunda bulunmasına karşın, bu yuvanın içerdiği yalan, iftira, pislik ögelerine karşı duyarlı davranıp, ayrıldığını sandığımız Ahmet Ertuğrul Timur, "Tiyatro Yalancıları Birliği" tarafından örselenmek isteniyor. Bu örseleme isteği karşısında Timur nasıl bir tavır geliştirir tahmin etmek olanaksız. Çünkü hiçbir somut ilkeye sahip olmadığını gözlemlediğimiz Timur'un, bugün söylediğini ertesi gün yadsıma alışkanlığını saptamış bulunuyoruz. Ancak biz, bu yalancılar karşısında net bir tavır sergileyip, Timur'u bile savunuyoruz. Hem de Büktel ile Bulunmaz'ı sessizleştirmek isteyen LİNÇ KAMPANYASI için Timur'un verdiği imza olduğu yerde, bir at nalı gibi, bir maşallah gibi durmasına karşın!

Evet, Büktel ile Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek isteyen bu güruhun içerisinde, "bizce değerli" imzasını kirletmeyi sürdürmesine karşın, Timur'u neden savunuyoruz?

Çünkü, her şeyden önce Timur, hem Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV) 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman'a "Emek Ödülü" vermesine karşı çıktı ve hem de yalan, iftira odağı "Tiyatro Yalancıları Birliği"nden ayrılabilme cesaretini gösterdi. Bu davranışlara sahip olması bile, Timur'un anti-faşist nöronlar taşıdığının somut birer kanıtıdır!

Tiyatral faşizmi oluşturmak için çaba harcayan "Tiyatro Yalancıları Birliği"nin, Timur'u âdeta sorguya çekme dangalaklığı gösterdiği aşağıdaki yazıyı okuduğunuzda, siz de "pes artık" diyeceksiniz. (HB)


***


Tiyatro Kamuoyuna


TİYAB’ın 17 Kasım 2009’da yaptığı toplantıda gündem maddelerinden birisi de TİYAB üyesi TİYATROM'un sahibi ve editörü Ertuğrul Timur'un TİYAB'dan ayrıldığını bildiren ve toplantıya katılmayacağını belirten mesajı oldu. Aynı zamanda bu bildirimin TİYATROM ve Facebook üzerinden kamuoyuna duyurulduğu da görüldü. Bütün bunlar ayrılmanın bir adabı, hukuku olmalıdır uyarılarına rağmen yaşandı.

Bu noktaya nasıl gelindiği ele alındığında, 17 Kasım 2009 tarihli TİYAB toplantısında tartışılan konular ve ulaşılan sonuçlar özetle şunlardır:

1) Ertuğrul Timur'un 14. Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali ile ilgili haber hazırlarken, daha önce TEMİZ TİYATRO kampanyası ile protesto edilen ve hakarete dayalı yayıncılık yaptığı tespit edilen Hilmi Bulunmaz'dan yardım istemesinin ilkesel olarak yanlış olup olmadığı tartışıldı. TİYAB'ın ulaştığı sonuç, Hilmi Bulunmaz'ın hakarete dayalı yayıncılık çizgisini halihazırda terk etmediği, kişisel de olsa bu türden bir yayıncılık çizgisini koruyan birisinden haber yapmak üzere yardım istenmesinin ilkesel olarak yanlış olduğudur.

2) TİYATROM'un mahremiyeti içinde ele alınması gereken sorunların doğrudan TİYAB'ın iç yazışma ortamına taşınması konusu tartışıldı. TİYAB'ın ulaştığı sonuç, Ertuğrul Timur'un üslup sorunlarını da içerecek şekilde TİYATROM'daki anlaşmazlıkları doğrudan TİYAB'a mal etmesinin kurumsal ayrım çizgilerinin gözetemediğini gösterdiği ve ilkesel olarak yanlış olduğudur.

3) TİYATROM adına TİYAB'ın kuruluşuna katılan, fakat sonrasında hukuksuz bir şekilde TİYAB'ı terk eden Ertuğrul Timur'un, örgütlü bir tiyatro ortamını hedefleyen Türkiye Tiyatro Kurultayı Koordinasyon Komitesi'nde yayıncılık alanını temsil etmesinin doğru olmadığına karar verildi.

Bütün bu gelişmelerin ışığında ve aldığımız kararlar gereği, Tiyatrom’un sahibi ve editörü Ertuğrul Timur’un TİYAB’dan özür dilemesini bekliyoruz.

TİYATRO YAYINCILARI BİRLİĞİ

(Kaynak: iatp-g)


***


Ayrıca bakınız:

TAKSAV'ın, 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Halman'a "Emek Ödülü" vermesine karşı çıktığımızda bize teşekkür etme inceliğini gösteren E. Timur'un haberi!

"Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV) 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talât Sait Halman’a verdiği 'Emek Ödülü' haber linkleri"

Yalan makinesi ve küfürbaz Mustafa Demirkanlı'nın sözde küfre karşı kampanyasına alet olanların imzaladıkları metni ve alet olanları teşhir ediyoruz!

Linç imzacıları listesi

23 Kasım 2009 Pazartesi

Chavez’den ´5. Sosyalist Enternasyonal` Kurma Önerisi


Dünyanın çeşitli ülkelerinden 55 solcu parti ve örgütten delegelerin katılımıyla Caracas’ta 3 gün süren ve ‘Caracas Sözleşmesi’ adı altında ortaya çıkan sonuç bildirgesinde Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in yaptığı ‘V. Sosyalist Enternasyonal’i Kurma’ önerisi de yer aldı. Bununla birlikte dünyadaki tüm sosyalist parti, akım ve sosyal hareketlere emperyalizme karşı mücadelede, kapitalizmin sosyalizm tarafından aşılması ve ekonomik dayanışmanın yaratılması noktasında ortak bir strateji etrafında toplanma çağrısı yapıldı. Kısa süre içinde bir çalışma grubunun kurulması ve V. Sosyalist Enternasyonal’in dünya sosyalist hareketinin en üst otoritesi olarak örgütlenmesi, hedeflerin ve mekanizmaların tanımlanmasına öncelik verilmesi kararlaştırıldı.

Konuşması sırasında Chavez V. Sosyalist Enternasyonal’i kurma çağrısının komunist Karl Marks, Fredrich Engels ve Lenin’inkileriyle, Latin Amerikalı anti-emperyalistler Simon Bolivar, Francisco Morazán ve César Augusto Sandino’nunkilerin ortak düşünce ve ruhunu taşıması gerektiğini söyledi. Bu zamana kadarki enternasyonallerin her birinin kendi konjüktürü olduğunu ve dördünün de büyük kitle ve işçi mücadelelerinin ve aynı zamanda büyük burjuva egemenliğinin olduğu Avrupa’dan doğduğunu, şimdi ise dünyanın birçok kıtasında ve ülkesinde ‘farklı ve dayanışma içinde bir toplum’ için sosyalistlerin umut bayrağını yukarı kaldırdığını vurguladı.

Toplantı sonuç bildirgesindeki ortak hareket noktaları şu şekilde maddeleştirildi:

1. Kolombiya’daki ABD askeri üslerine karşı dünya çapında eylemler düzenlenmesi.
2. Sosyalist parti ve hareketler arasındaki ilişkiyi istikrarlı hale getirme ve ortak eylem hattını harekete geçirme.
3. Dünya çapında barış hareketini yaratacak militan bir örgüt kurma.
4. ‘Devrimci Bilinç’ yaratma amaçlı uluslararası iletişim birlikleri kurma.
5. Bütün halk hareketlerini Honduras halkını desteklemeleri ve anayasal başkan Manuel Zelaya’nın tekrar görevine dönmesini sağlamak için harekete geçirme.
6. Özgürlükleri için mücadele eden dünya halklarıyla sıkı bir dayanışma içinde olma.

Haber: Canan Ateş, Caracas 22/11/2009

20 Kasım 2009 Cuma

Peru ve Şili Arasındaki Casusluk Krizi Devam Ediyor.


Peru devlet başkanı Alan Garcia, Çarşamba günü yaptığı açıklamada Şili ile diplomatik bir gerginliğe neden olan casusluk iddiaları ile ilgili olarak Perulular’a ulusal birlik çağrısında bulundu. Perulu sağcı devlet başkanı Garcia, muhalefet liderleri ile Şili ile yaşanan sorunu görüşmek üzere biraraya geldikten sonra yaptığı açıklamada ‘bütün Perulular olarak ulusal biriliği sağlamalıyız. Bölünürsek topraklarımızı işgal ederler. Bizi hiçbir zaman bölünmüş olarak görmelerine müsaade etmemeliyiz’ sözlerine yer verdi.

Şili’ye karşı oybirliği ile alınan kınama tavrına rağmen polis güçleri ile emekli askerlerin Garcia’ya yönelik yaptığı ve komşu ülke Şili’ye karşı takındığı ‘zayıf’ duruşu hedef alan eleştiriler ön plana çıkıyor.

Peru Savunma Bakanı Rafael Rey ise, Lima’da bulunan Şili Büyükelçiliği’ne söz konusu casusluk olay ile ilgili ayrıntılı olarak yürüttükleri soruşturmanın dosyasını en kısa zamanda ulaştıracaklarını ifade etti.

Soruşturmaya göre, yakalanan Perulu astsubayın Montevideo, Arica ve Lima’da bulunan Şili istihbaratından görevlilerle yedi yıl boyunca sürekli irtibat halinda bulunduğu ve Peru’nun 2021 yılına kadarki Hava Kuvetleri Stratejik Planı’na dair bilgileri sızdırdığı belirtiliyor.

Öte yandan Şili Milletvekilleri Kamarası ise önceki gün oy birliği ile Peru’nun Şili’ye yönelttiği bu suçlamaları kınama kararı aldı. Üç maddelik kınama notasında, Peru devlet başkanı Alan Garcia dahil olmak üzere Peru makamlarının Şili’ye yaptığı suçlama ve hakaretlerin kabul edilemez olduğu vurgulandı. Şili’deki başkan seçimi adaylarından Eduardo Frei de, Şili devlet başkanı Michelle Bachelet’in ‘söz konusu gelişmeler Peru’nun sürekli bir düşmanlık politikası izlediği anlamına geliyor’ şeklindeki değerlendirmesine katıldığını belirtti.

Haber: CANAN ATEŞ
20.11.2009
Venezüella Ekonomisi Düşüşte: Son üç aydaki düşüş oranı % 4,5


Venezüella Merkez Bankası (BCV) tarafından yapılan açıklamada, Venezüella ekonomisindeki düşüşün son üç ay değerledirildiğinde toplam iç üretim kapasitesi bakımından %4,5’luk bir seviyeye çıktığı ifade edildi. İlk üç ayda %1’lik düşüşün de gözönüne alınması durumunda Ocak-Eylül ayları arasını kapsayan büyümenin –%2,2 olması BCV’nin verdiği diğer dikkat çekici bilgiyi oluşturuyor.

Yapılan uluslararası anlaşmalar gözönüne alındığında Venezüella ekonomisinde düşüş yaşandığı ve bunun oranının da sene başından beri süreklilik kazandığı, toplam iç üretimin ikinci üç aylık döneminde %2,4’luk bir azalma yaşandığı belirtildi.

Petrole dayalı üretimin son üç aylık dönemde %9,5’luk, Ocak-Eylül arası dönemde ise %6,1 oranında düşüş gösterdiğinin ifade edildiği raporda son üç aylık dönemde imalat sektörünün %9,2, ticari sektörün %11,5, madencilik sektörünün %18,3, ulaşımın %11,1, gayrımenkul hizmetlerinin %3,2 oranında bir düşüş yaşamasına karşın su ve elektrik alanında %4, inşaat sektöründe %4,3, iletişim alanında %11,4, merkezi hükümet tarafından sunulan hizmet alanında %2,3 (sağlık %1,9 ve eğitim %0,7) oranında artış olduğu BCV’nin ifade ettiği diğer rakamsal bilgileri oluşturuyor.

2009 yılına ait ithalat/ihracat rakamının 2008 rakamı olan 19 milyar 335 milyon dolardan 7 milyar 550 milyon dolara düşmesinin nedeni olarak ise toplam ihracattaki %48,7 ve ithalattaki %29’luk düşüş gösteriliyor.

Venezüella Ekonomi Bakanı Ali Rodriguez önceki gün yaptığı açıklamada, ekomomideki bu düşüşü durdurmak ve enflasyonu aşağı çekmek için gerekli önelemlerin alınacağını belirtti. Sıkı bir döviz kontrol politikası yürüten Venezüella hükümetinin özellikle gıda malzemelerin ve tıbbi ihtiyaçlarının satın alınması için piyasaya döviz aktaracağını belirten Rodriguez, ekonomideki düşüşün nedenlerinden biri olarak uluslarası vergilerden dolayı ülkedeki yapılan üretimin düşmesi ve üretim için gerekli yatırım malzemelerinin ithalattındaki sorunlar olduğunun altını çizdi. Önlem olarak alınacak tedbirlerden en önemlisi olarak özellikle petrol sektörü olmak üzere atıl haldeki üretim işletmelerinin canlandırılacak olmasını sözlerine ekledi.

Haber: CANAN ATEŞ
20 Kasım 2009

19 Kasım 2009 Perşembe

YURDUMUZ BÜTÜN AMERİKA’dır


Narko-paramiliter Alvaro Uribe öncülüğündeki Kolombiya oligarşisinin ülkeyi Kuzey Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri üssüne dönüştürme süreci, Kurtarıcımız Simon Bolivar’ın daha 5 Ağustos 1829 tarihinde yazdığı bir makaledeki şu sözleri doğrular niteliktedir: ‘Görünen o ki Birleşik Devletler Amerikamızı özgürlük adı altında sefalete sürükleyecek istila harekatına yönelmiş durumda’.

Kuzey’deki patron, halklarımıza ‘mümkün olan en yüksek mutluluğu’ sağlayacak ‘Latin Amerika’nın Bağımsızlığı ve Bütünleşmesi’ temelli bolivarcı projenin gerçekleşmesine doğru yolalan Venezüella’daki gibi sosyal süreçleri engellemek için, Kolombiya’yı stratejisinin mızrak ucu haline getirmeye çalışıyor.

Durum son derece ciddidir. Hedef, öncülüğün dirayetini kırmak ve Venezüella halkının öncellerimizin açtığı yolda ilerlemesini engellemektir. Oligarşiler kendi imtiyazlarını kaybetmekten ve bugün tüm Amerikamızda yaşandığı gibi bir örneğin tüme yayılmasından çok korkmaktadırlar. Bu yüzden iftiraya, kafa karışıklığı ve umutsuzluk yaratmak amaçlı paramiliter katliamlara, yüssüzce ajan çalışmalarına başvurmaktalar; sahte ulusalcılık ve kontrolden çıkmış bir şovenizm yayan medyatik kampanyalar aracılığı ile halkı kandırmaya çalışıyorlar.

Bütün bunlarla birlikte emperyalizm, ‘görevi’ Kolombiya yerine getirebilsin diye, imtiyazlarını korumak için kendisine hayran ve diz çökmüş yerli yönetici sınıfın desteğini de alarak, koşulları oluşturmaktadır. Bu yüzden yaşanacak çatışma Kolombiya ile Venezüella arasında değil, iktidarı elinde tutmak için imkansızı zorlayan oligarşiler ile net, kardeşçe ve sahte milliyetçilikten uzak gerçek enternasyonalist bir cevap vermeye zorunlu olan bizim Amerikamızın halkları arasında gerçekleşecektir.

Sınırın iki tarafında yaşayanları, emperyalist planların bozguna uğratıldığı ve halklarımız arasında kardeşçe ve bolivarcı bağların sıkılaştığı aşılması imkansız duvarlara dönüşecek anti-emperyalist komiteleri kurmaya çağırıyoruz.

Yurdumuza Saygı,
Yankee Kolombiya’dan Defol!
FARC-EP Merkaz Kurmay Heyeti Sekreteryası
Kolombiya Dağları, 13.11.2009

İspanyolcadan Türkçeye çeviren: Canan Ateş