27 Haziran 2010 Pazar

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

yoksul bir semtin gözyaşıydın sen
hiç kimse utanmadı tarihi delen gözlerinden
oysa bayram gelmişti senin semtinin dışındaki her yere

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

sabahtı
kuşluk vakti
öğlene çok az bir zaman kalmıştı
daha akşam olmadan hüzünlendin ben

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

sen bir sonbahar günü doğdun
her yerde sararmış çınar yaprakları vardı
her yer kan revan içindeydi
ve lâl sessizliğin bir gölge gibi vuruyordu yüzüme

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

uyumadın
büyümedin
senin fesleğen kokulu geçmişini
benim felsefe renkli geleceğimi çalıyorlardı senin gözlerinde

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

gözlere perde geriliyordu
kulaklara kurşun dökülüyordu
ve dünyanın dört bir yanında sessiz oyunlar oynanıyordu
kötü aktörler tarafından

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

sen geldin
bana baktın
ben geldim
sana baktım
bana bakınca düşündün sen
sana bakınca düşündüm ben

tuz renkli gölgen yüreğime değince öfkelenip ağladım

ve seni yazdım


fotoğraf: oğuzcan önver
şiir: hilmi bulunmaz
yirmi yedi haziran iki bin on

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder