25 Mayıs 2010 Salı

Yeniden merhaba...

Hilmi Bulunmaz
25 Mayıs 2010


Ben, zaman zaman gazete, dergi ve kitap yayınlama hastalığına tutulan biriyim. Bu hastalığa tutulup, şimdiye dek yayınladığım dergilerden bazıları, ilk aklıma geliş sırasına göre şöyle: MuM Kültür-Sanat Dergisi, Sevi Şiir Dergisi, Günebakan Sanat Dergisi, Burun Karikatür ve Mizah Dergisi, Katırtırnağı Şiir Dergisi, Görsel İzdüşüm Sinema ve Tiyatro Dergisi, Oyun Tiyatro Dergisi, Kuyumcu Dünyası... Adlarını sıralamayı unuttuğum dergilerden özür dilemeyi sözlerime eklemeliyim!

Ben, dergi yayınlama hastalığına, beni bu konuda "gaza getirenler" olursa tutulurum. Bir yıla yakındır, kurucusu ve yöneticisi olduğum Bulunmaz Tiyatro'da çalışan Sercan Koca, Sabri Can Locva, Oğuzcan Önver ve Uğur Özkan, beni düşünsel olarak "gaza getirmeye" başladıkları için, yine dergi yayınlama hastalığına tutuldum. Daha önce, yayını iki kez kesintiye uğramış ve ancak dokuz sayı yayınlanabilen Oyun dergisini, bu kez, biçimsel olarak küçücük, minnacık bir boyutta yayınlama kararı aldık. Oyun dergisini, yeni dönemde minnacık bir boyutta yayınlama kararımızın başat nedeni, dergi yayınlama işinden para kazanma isteği içerisinde olmamamızdır.

***

Altıncı sayıdan başlayarak, Oyun dergisinin başına "yönetici" olarak getirdiğim Toprak Karaoğlu ve onun yardımcısı Ozan Akgül, sudan bahaneler, anlamsız gerekçelerle benim yazılarımı ve benim siyasal önderim olan Lenin'in sözlerini sansürlemeleri nedeniyle, yeni dönemde de dergiye "yönetici" atamaktan vazgeçtim. Bundan böyle, yasal sorumluluk nedeniyle olması gereken "yönetici" kişilerden başkasına yönetsel görevler vermeyi asla düşünmüyorum.

Ancak...

"Yönetici" sözcüğünü kullanmasak da, dergiciliğin zorunlu kıldığı kolektif üretimin dayatması sonucu, Oyun dergisine omuz veren herkes, bu derginin yöneticisi gibi bir ruh hâline sahip olacak. Buna eminim!...

Peki, somutlarsak kim olacak bu "yöneticiler"?...

Yukarıda adlarını sıraladığım, henüz yaş ortalaması on altı olan gençler; Sercan Koca, Sabri Can Locva, Oğuzcan Önver ve Uğur Özkan. Bunların yanı sıra, derginin mutfağına katılabilecek yeni kişilerin de birer "yönetici" olabileceğini düşünüyorum.

***

Neden bir tiyatro dergisi ve neden Oyun?...

Çünkü, Türkiye'de yayınlanan hiçbir tiyatro dergisinin yeterli ve güvenilir bir devrimci yayın politikasına sahip olduğunu düşünmüyoruz. Hiçbir tiyatro dergisini, yeteri denli muhalif bulmuyoruz. Hiçbir tiyatro dergisinin siyasal ve tiyatral olarak kapitalizme karşı, karşın, karşıt yayın yaptığını sanmıyoruz.

İstisnasız bütün tiyatro dergileri, Kültür Bakanlığı çanağı yalamak, Devlet Tiyatroları ve diğer ödenekli tiyatrolardan reklâm alabilmek için yayınlanıyorlar. Bu dergiler, içinde bulundukları çaresizlik nedeniyle, halkın çıkarlarını değil, halkın çıkarlarıyla çelişen kurum ve kuruluşların çıkarlarını savunmak zorundalar. Bu dergiler, kapitalizmi ilelebet muhafaza ve müdafaa ederken, sosyalizme karşıt, Lenin'in sözlerini sansürleyen ve/ya bu sansüre aldırmayan bir mantıkla hareket etmek zorundalar.

"Hayır biz, kapitalizme karşı, karşın, karşıt yayın yapıyoruz. Biz, Oyun dergisinin her sayısında mutlaka yayınlanan ve Cemal Bulunmaz'ın çevirisini yaptığı Lenin'e ait sözlerin sansürlenmesine karşıyız. Biz, gerçekçi yazar Coşkun Büktel'le sosyalist sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın sanatsal ifade olanaklarını imha etmek için düzenlenmiş LİNÇ KAMPANYASI iğrençliğine karşıyız!" diyebilme niyeti, isteği, gücü olan tiyatro dergileri varsa, onların hakkını yemiş olacağımız için, daha şimdiden onlardan binlerce kez özür dileriz. Ne var ki, bu yürekliliği gösterebilecek tiyatro dergisi yöneticilerinin çıkabileceğini pek sanmıyoruz. Şu anda, LİNÇ KAMPANYASI alçaklığının üzerinden bir yılı aşkın bir zaman geçmiş, bu kampanya tazeliğini ve korkunçluğunu yitirmiş, yani Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın sert ve sersemletici muhalefeti bu LİNÇ KAMPANYASI alçaklığını iyice geriletmişken görüş belirtmek çok daha rahat ve çok daha kolaydır. Ancak, alçakça bir niyetle düzenlenmiş bu iğrenç kampanya, henüz taze ve korkunçken, yani kudurmuş köpek sürüsü gibi, Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz'ın üzerine gelindiğinde, sonucun ne olacağı tam netleşmediği bir dönemde, Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş'ın gösterdiği tavrın dışında, hiçbir tiyatro dergisi yöneticisi, gerçeklerden ve sosyalizmden yana tavır takınmadı; tam tersine, bütün tiyatro dergisi yöneticileri gerçeklere ve sosyalizme aykırı tavır takındı ve böylece bizzat LİNÇ KAMPANYASI düzenleyicileri oldular.

Bu arada Oyun dergisinin "atanmış yöneticileri" Toprak Karaoğlu'yla Ozan Akgül de, kendilerini "yönetici olarak atayan" Oyun dergisinin kurucusu ve sahibi Hilmi Bulunmaz'ın sosyalist sanatçı olmasını bilmelerine ve Hilmi Bulunmaz'ın LİNÇ KAMPANYASI ile düşünsel olarak imha edilmek istenmesine karşın, onlar da bu konuda "Kuzuların Sessizliği Korosu"na katılıp sustular ve bu suskunluklarıyla, LİNÇ KAMPANYASI düzenleyen alçaklara cesaret vermiş oldular.

Dergimiz minnacık olduğu için, sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Özetle, tiyatro dünyasında gerçeklerin ve sosyalizmin yaşayabilmesi için tiyatro dergisi yayınlıyoruz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder