Honduras’tan El Salvador’a
Çeviren: Canan Ateş
13 Aralık 2009
(Venezüella’da yayınlanan Ultimas Noticias adlı günlük gazetenin yayın yönetmeni Eleazar Díaz Rangel tarafından 13/12/2009 tarihinde yazılmıştır.)
El Salvador devlet başkanı Mauricio Funes’in sağcılaşması; kendisini iktidara taşıyan FMLN ile mesafeyi açması, ABD’ye yakınlaşma ve ALBA hükümetlerinden uzaklaşma çizgisi, Mercosur üyesi ülkelerin deklarasyonlarında yer alan büyük oranda çekimser tavırlarla karşılanan seçimler aracılığıyla ‘yasallaşan’ Honduras darbesinin bölgedeki ilk sonucudur.
Estoril’de yapılan son Iberoamericana zirvesinde Honduras meselesinde ABD ve Kanada korosuna Meksika, Kosta Rika, Panama, Kolombiya, Peru ve en son olarak El Salvador’un nasıl açık bir şekilde katıldığını görmüşsünüzdür.
Funes ile başkan yardımcısı Salvador Sanchez Ceren ve FMLN genel koordinatörü Medardo Gonzalez arasındaki, Honduras, ALBA, Washington, Venezüella ve eğitim politikası ile ilgili anlaşmazlıklar kamuoyuna yansımıştı. Başkan yardımcısı Sanchez Kolombiya’daki üsleri kınadığı sırada da olmak üzere iki kez yalanlandı. Bir radyonun yorumu bu durumu şöyle özetliyordu: ‘güçlü sol devrimci politik bir partiye dönüşen eski gerillaların saflarında hükümetin başındakileri suçlayan sesler her defasında daha gür çıkar’.
Buna rağmen FMLN’nin yönetimi son derece ölçülüler ve şimdilik sadece uluslararası politikada anlaşmazlık olduğunu ifade ediyorlar ve ‘dostça ilişkilerinin’ varlığına güveniyorlar. İyimser görünüyorlar.
Funes partinin bir militanı değildi, yönetici sorumlulukları deneyimine sahip olmayan bir üyeydi ve her geçen gün farklılıkları keskinleşiyor. La Prensa Grafica’ya Ekim ayında verdiği demeçte ‘FMLN’den ayrılıyorum, ideolojik olarak uzaklaştığım için değil, farklı rolleri üstlendiğimiz için. Parti çıkarlarını savunmam gerekmiyor.’ diyor ve kendi yetkililerinden ‘particil politikadan vazgeçmelerini’ bekliyordu.
Honduras krizinin ‘çözülmesini’, komşu ülkede bu yaşananları ifade etmeden değerlendiremeyiz. Geçtiğimiz 28 Haziran’da, tipik bir askeri darbe şiddet ve gayrımeşruluk özelliklerini taşıyan Honduras devlet başkanı Manuel Zelaya’nın devrilmesi, kaçırılması ve yurtdışı edilmesi, ordu ve ABD üslerinin yardımıyla Kongre ve Yüksek Mahkeme tarafından ardarda savunuldu. BM, OAS, AB, ALBA, Unasur, Mercosur, Caricom gibi kurumlar ve halk direnişi tarafından kabul edilmemiş olmasına rağmen, darbeciler kendilerini sağlamlaştırdılar ve 29 Kasım’da hile dolu bir seçimi gerçekleştirdiler ve Ocak’ta da iktidarı seçilen başkana devredecekler.
28 Haziran’dan beri ‘diğer sol’, sağcı ve Pentagon medya kuruluşları, kısa süre önceki bir Mercosur toplantısında Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez’in darbeyi ‘medyatik-sivil bir darbe’ olarak nitelendirmesini ve ‘buna alışmamız lazım’ sözlerini desteklemişlerdi. Öncelikle darbenin niteliği ile ilgili bu yaklaşımla uyuşmamamız gerekiyor.
Medya tarafından desteklendiği kesin ve o yüzden evet medyatiktir, siviller tarafından hükümet kurulduğuna göre sivildir de, ancak askeri yanı tartışılmayacak kadar açıktır. En kaygı verici olan ise buna alışmalıyız söylemidir, bu kabul etmek ve boyun eğmektir…Her ne kadar yeni tip bir darbe olduğu kastedilmeye çalışılsa da, başarı kazandığı için ABD bunu önemli bir sıklıkta uygulamaya çalışacaktır.
Bir kez bunu başarıyla gerçekleştirdiklerine göre; Washington ve diğer bir ülkenin sağcıları bu modeli kendi ülkeleri için uygun ve mümkün görürlerse yeniden denemeyecekler mi? Tabii ki evet. Büyük bir ihtimalle bu perspektifler bugünlerde Havana’da yapılan ALBA’nın politik komite toplantısında değerlendirilecektir. Bunu yapmamak, askeri üsler ve IV. Filo politikasında ifadesini bulan tehlikeliği gerçekliğe destek sunmak olur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder